Oyunun hikayesinden falan orada koptum zaten. İki dakika salın da beni bir yerler keşfedeyim, yok maalesef. Oraya git ona bir şey de, şuraya git ondan bir şey al. Saatlerce full diyalogla, neredeyse hiç savaşmadan oynuyorsunuz. Oyunda ilk sıkılmaya başladığım yer şehre geldiğimiz kısımdı. Kendi ayağına sıkarak, kendine bu kadar zarar veren bir oyun daha oynamadım. Bu da uzun zindanlarda daha stratejik oynamanız demek oluyor. Daha da saçma yanı kamp ateşinden maksimum 4 tane taşıyabiliyorsunuz yanınızda. Bunları gidermek için ya ebesinin nikahına gidip bir handa uyuyacaksınız ya da yanınızdaki kamp ateşiyle hemen oracıkta dinlenebileceksiniz. Adamlarınız zamanla yaralanıyor, canları azalıyor vesaire. Şu mekanik olmasa oyundan aldığım keyif iki katına çıkardı.ĭinlenme mekaniği bence çok saçma olmuş. Lan yeni büyü edinmişim, dağı taşı oynatacağım, sonra kullanayım diyorum. Aman belki sonra ihtiyacım olur diye güçlü şeylerimi kolay kolay kullanmam. Bir de ben oyunlarda ekstra cimri birisiyimdir. Bu da savaşlarda tüm gücünüzü kullanmamanıza ve bu nedenle kısır ve keyifsiz bir oyun tecrübesine neden oluyor. Hal böyle olunca bu yetenekleri kullanırken iki kez düşünüyorsunuz. Yeteneklerin büyük çoğunluğu dinlenmeden sonra tekrar kullanılabilir hale geliyor. Oyundaki yetenekleriniz tekrar yapabilme açısından ikiye ayrılıyor, çatışmadan sonra yenilenenler, dinlenmeden (kampta veya handa uyuma) sonra yenilenenler. 6 tane parti üyesini, üzerinde durum etkileri, canları vesaire takip etmek çok zor. Tam anlamıyla sıra tabanlı olmaması, kendimizin durdurmak, turları ve süreleri takip etmek zorunda olmamız, ekranda oluşan kaos nedeniyle combat'ı takip etmeyi zorlaştırıyor. Divinity Original Sin serisini büyük keyifle oynamış birisi olarak bunu pek beğenmedim.
0 Comments
Leave a Reply. |
AuthorWrite something about yourself. No need to be fancy, just an overview. ArchivesCategories |